Aisha Bowe STEM’de Kadın Liderleri Destekliyor

ANA İÇERİĞE ATLA
Pangea temporary hotfixes here

Logitech’in Women Who Master serisi, STEM alanındaki kadın liderlerin başarılarını kutluyor. Bu bölümde, eski uzay mühendisi ve iki teknoloji şirketinin şu anki CEO’su olan ve yeni nesil STEM kadınlarına yol gösterme konusunda benzersiz içgörülere sahip olan Aisha Bowe’un hikâyesini anlatıyoruz.

Zamanda geriye gidip genç Aisha Bowe’a gelecekte bir değil, tam iki teknoloji şirketi yöneteceğini söyleseydiniz muhtemelen size inanmazdı. Küçüklüğünde teknolojiye hiçbir eğilim göstermemesine rağmen Aisha Bowe, mühendislik danışmanlık firması olan STEMBoard’un kurucusu ve CEO’su ve aynı zamanda yüzlerce öğrenci tarafından kullanılan ve büyük perakendecilerde sunulan proje bazlı STEM kodlama seti LINGO’nun yaratıcısıdır. Kısa bir süre önce Aisha Bowe ile hayatı, kariyeri, mentorluk konusundaki düşünceleri ve alanının geleceğine yönelik görüşleri hakkında sohbet etme fırsatımız oldu.

S: Çocukluğunuz nasıl geçti? Neler yapmaktan hoşlanırdınız ve mühendisliğe nasıl başladınız?

Mühendislik alanına sonradan dâhil olanlardanım. Aslında ön lisans eğitimine başlayana kadar mühendisliğe ilgi duyduğumun bile farkında değildim. Küçüklüğümde hırslı bir jimnastikçiydim. Bu yüzden, kulüp takımında olduğum için 5 yaşından 15 yaşına kadar zamanımın çoğunu spor salonlarında geçirdim. Ardından lise... O dönemlerde çok dikkatli ve bilinçli bir öğrenci olduğum söylenemez. Ardından Michigan’daki Washtenaw Community College adlı iki yıllık bir üniversiteye başladım. Uluslararası ticarette uzmanlaşıp iş için egzotik yerlere seyahat etmeyi düşünüyordum, o zamanlar istediğimin bu olduğunu sanıyordum.

Babamın tavsiyesiyle Washtenaw’da başlangıç düzeyinde cebir dersi aldım. Dersi veren kişi, o zamanlar Ford’da elektrik mühendisi olarak çalışan bir kadındı. İşte o an ilgimi çekmeye başladı. Bu ders, Genel Matematik 1, 2 ve 3’ü almamı sağladı ve ardından Michigan Üniversitesi’ne geçiş yaptım. Burada mühendislik alanında iki eğitim tamamladım.

İlk eğitimim uzay mühendisliği alanındaydı. İkinci eğitimim ise nano uydu teknolojisi geliştirmeye odaklanan uzay sistemleri mühendisliğinde yüksek lisans eğitimiydi. Mezun olduktan sonra, Silikon Vadisi’ndeki NASA Ames Araştırma Merkezi’nde altı yıl boyunca uzay mühendisi olarak çalıştım ve burada ayakkabı kutusu büyüklüğündeki uydulara ve Ulusal Hava Sahası Sistemi’ni optimize etmeye yönelik çalışmalar yaptım.

S: Muhteşem. Peki, sizi NASA’dan ayrılıp kendi şirketiniz STEMBoard’u kurmaya yönelten ne oldu?

NASA’nın kamusal sosyal yardım programının bir parçası olarak Hiller Havacılık Müzesi’nde konuşma yapıyordum ve kalabalığın arasında genç bir kız gördüğümü çok net hatırlıyorum. Adı Claire idi ve 13 yaşındaydı. Claire, sunumum bittikten sonra yanıma geldi ve “Uzay mühendisi olmak istiyorum.” dedi. Ben de “Pekâlâ, tamam. Sana kartımı vereyim. Eve gidip ailenle bu konuda konuş. Eğer onlar da uygun görürse benimle iletişime geç.” dedim. 

Bir hafta sonra, “Puggydog7” diye tatlı bir kullanıcı adından bir e-posta aldım. Gönderen Claire idi!

Sonrasında, benimle bir gün geçirmek üzere NASA’ya geldi ve ark jet roketi, rüzgâr tüneli ve daha pek çok şeyi gezdik. 

O günün sonunda, o gün yaptıklarımı hayatımın geri kalanında da yapmaya devam etmek istediğime ikna olmuştum. Kendini bir rol model veya mentor olarak gördüğün anda öyle olmaya başladığının farkına vardım. Ve bu düşünceden STEMBoard doğdu. Şu iki şeyi gerçekleştirecek bir şirket kurmak istedim: mühendislik çözümleri sağlayıp heyecan verici ve zorlayıcı sorunlar üzerinde çalışmak VE en temel önceliğim olan gelişen iş gücüne ilham vermek.

Claire, San Luis Obispo’daki Kaliforniya Politeknik Eyalet Üniversitesi’nden bir uzay mühendisi olarak mezun oldu ve şu anda Blue Origin’de çalışıyor.

Benim gibi, Claire gibi teknolojinin geleceğini oluşturabileceklerini henüz bilmeyen kişilere ilham vermek istedim.

Aisha Bowe portre fotoğrafı

S: Uygulama açısından konuşmak gerekirse Claire ve sizin gibi diğer genç insanlara büyük ölçekte nasıl ilham veriyorsunuz?

STEMBoard’u kurarken mühendislik şirketi olmaya odaklandık. Proje bazlı STEM kodlama setimiz olan LINGO’yu yaratırken ise kâr ve toplumsal faydanın aynı anda var olabileceğini göstermeyi hedefledik. İkisini de yapabilirsiniz. Hem de mükemmel şekilde yapabilirsiniz.

LINGO ile çocuklara, donanım ve yazılımın birbirleriyle nasıl konuştuğunu öğrettiğimiz bir dizi gerçek STEM dersi veriyoruz. Setlerden birinde, öğrenciler sürücüsüz bir araba için park sensörünün nasıl oluşturulacağını ve kodlanacağını öğrenebiliyorlar. Aynı türden sensör Tesla’da da var. Şu anda büyük perakendeciler aracılığıyla satılıyor ve ABD’de ve dünya genelinde okullar, üniversiteler ve Fortune 500 eğitim programları tarafından kullanılıyor. Bu tür bir kapsama ve ivmeye sahip bir hareketin parçası olmak harika.

STEM eğitimine sektörel bir bakış açısı getirebilmeyi seviyorum ancak bu çalışma da kuruluşumu daha iyi bir yer hâline getiriyor. Ve umarım bu, diğer şirketlere ve kendilerini mentor olarak görmeyen insanlara iletebileceğim bir şeydir. Hepimizin oynayacağı bir rol var ve buna mentorluk deniyor.

S: Bu da mentorluk ile ilgili ilginç bir soruyu akıllara getiriyor. Modern yaşamımızın her alanında yer alan teknoloji aracılığıyla STEM’in diğer alanlara yayılmasıyla birlikte, gelecek nesillere öğretebileceğimiz en önemli becerilerin hangileri olduğunu düşünüyorsunuz?

*Gülüyor* Umarım benimle aynı fikirde olmayanları kızdırıp bir sürü öfkeli e-posta almam ama bence veri çok önemli. Veriyi toplama, anlama ve görselleştirme ile ilgili her şey büyük önem taşıyor.  Gittikçe daha fazla kuruluşun, gerçekte hangi metrikleri ölçtüklerinden bağımsız olarak veriye dayalı kararlar almak istediğini görüyorum. Yani bu temel bir unsurdur. Ayrıca Zoom®, Google Docs, Outlook® gibi yaygın kullanılan araçlarda yetkin olmak, insanlara iyi bir başlangıç yaptırmanın bir yolu olabilir.

Ve nasıl öğreneceğini öğrenmek. İnsanların daha etkili sekilde öğrenmesine yardımcı olabilirseniz bu onların akademik ve profesyonel deneyimlerinin diğer tüm bölümlerine fayda sağlayacaktır.

S: Yeni alanlara yönelmekten ya da iş girişimlerinde başlangıç noktası olarak kendinizin veya ekibinizin farklı ilgi alanlarını ve becerilerini kullanmaktan çekinmiyorsunuz. Peki, bu çalışmaya kendinizden neler katıyorsunuz?

Kuruluşlarımı hep bu şekilde yönettim. İnsanların işe alınma sebeplerini gerçekleştirmeleri kesinlikle güzel bir şey ama işe alınma sebepleri olmayan fikirleri de sunabileceklerini ve bunları ifade edebilme özgürlüğüne sahip olduklarını hissetmelerini istiyorum. Farklı fikirleri olmasa bile, şirket olarak yalnızca kendimize ve ailemize değil aynı zamanda topluma da fayda sağlayabilecek ve dünyayı daha iyi bir yer hâline getirebilecek şeyler yapacağımız konusunda hemfikir olmalarını istiyorum.

S: Tarih boyunca kadınlar olağanüstü bir ilerleme kaydetti. Bu çalışmayı ileriye taşırken ve STEM’e atılacak kadınların hikâyesini şekillendirirken kendinizi nasıl görüyorsunuz?

Hayatımın temasının, normlara meydan okumak olduğunu düşünüyorum. İnsanların kadınlara yönelik ön yargılarını kırmak istiyorum. İnsanların teknoloji alanındaki kadınlara yönelik ön yargılarını kırmak istiyorum. İnsanların STEM’deki siyahi kadınlara veya CEO’ların şirket yönetme şekillerine yönelik ön yargılarını kırmak istiyorum. İnsanların üzerine yüklenen, geleneksel bakış açılarından başka hiçbir şeye dayanmayan pek çok kısıtlama var. İki yıllık üniversitedeyken NASA’da çalışmak istediğimi söylediğimde hiç kimse buna inanmamıştı. Bir hizmet şirketi bünyesinde eğitim kurumu oluşturmak istediğime karar verdiğimde herkes delirdiğimi düşündü. 

Ancak bir şeyin yaygın olarak yapılmaması veya yapıldığını görmemiş olmanız, gelecekte birilerinin bunu başaramayacağı anlamına gelmez.

Çalışmalarımın, genç kadın ve kızların daha fazlasını başarabileceklerine inanmalarına yardımcı olacağını umuyorum. Ve toplumun da daha fazlasını başarabileceğimize inanmasına yardımcı olacağını umuyorum.

Aisha veya STEMBoard’un hizmetleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya gidin.

Kendinize ait bir LINGO kodlama seti edinmek için buraya gidin.

Women Who Master, STEM alanlarında olağanüstü başarılara imza atan kadınlara dikkat çekiyor. Serinin amacı, bu başarıları takdir etmek, geleceğin liderlerine ilham vermek ve teknoloji alanındaki cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya yardımcı olmaktır. 

Sosyal Medya Hesapları

Aisha Bowe


LINGO


In Her Element bağlantısı

Fotoğrafın Sahibi: Wesley Hicks.

#WOMEN­WHOMASTER

STEM’İN ÖNDE GELEN UZMANLARIYLA TANIŞIN

Faiza Yousuf

Faiza Yousuf, Pakistan'da daha fazla kadının teknoloji sektöründe kariyer hedeflemesine ve ilerlemesine yardımcı olmaya kararlı. Ülkesinde, kodlama eğitim kamplarından kariyer hızlandırıcılara kadar görünürlük, topluluk ve dahil etme farkındalığı oluşturuyor.

Gabby Llanillo

Women Who Master Serisi - Oyun oynamaya bayılan bu STEM kadını, bir zamanlar oyun oynarken şimdi oyun yapmaya başladı ve bu süreçte kendi olmaktan hiç çekinmedi.

Sara Inés Calderón

Women Who Master Serisi – Gazetecilik vasıtasıyla kodlamayla tanışan ve kitap okumaya bayılan Sara, teknoloji sektöründe çeşitli becerilere yeterince değer verilmediğini düşünüyor